Davalı erkeğin uyuşturucu madde ticareti suçu evlilikten önce işlendiğinden, TMK m. 163 kapsamında boşanma sebebi oluşmamıştır. Ayrıca davacı kadın vekilinin ileri sürdüğü diğer kusur iddiaları da boşanmayı gerektirecek ağırlıkta kabul edilmemiştir. Hukuki niteleme ve vakıa değerlendirmesi doğru bulunarak, davanın reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.
Yargıtay 2. HD. – 2023/5401 E., 2024/2040 K.
“[…] davalının 01.03.2018 tarihinde uyuşturucu madde ticareti yapma suçunu işlediği, bu suçtan kaynaklı olarak 06.02.2019 tarihli karar ile mahkumiyet hükmü kurulduğu ve kararın 24.05.2021 tarihinde kesinleştiği, 4721 sayılı Kanun’un 163 üncü maddesine göre boşanma kararı verebilmek için suç teşkil eden eylemin evlendikten sonra işlenmiş olması gerektiği […]” […] “yapılan yargılama ve toplanan delillerden tarafların davalının işlediği suç tarihinden sonra evlendikleri gibi aynı suç nedeniyle birlikte yargılandıkları, 4721 sayılı Kanun’un 163 üncü maddesine ilişkin şartların oluşmadığı […]” […] “temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenlerin kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.”
T.C. Yargıtay Başkanlığı – 2. Hukuk Dairesi
Esas No.: 2023/5401
Karar No.: 2024/2040
Karar tarihi: 25.03.2024
İNCELENEN KARARIN
TARİHİ : 15.10.2021
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Samsun 2. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2021/734 E., 2023/17 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
- DAVA
Davacı kadın vekili dava ve cevaba cevap dilekçelerinde özetle suç işleme nedeniyle boşanma ve velâyetin davacı kadına verilemesini talep ettikleri, davalı erkeğin uyuşturucu ticareti suçu nedeniyle yargılanarak mahkumiyet aldığı bu kararın Yargıtay’dan geçerek kesinleştiği, davalının mahkumiyeti nedeniyle davacı kadının babasının evine taşınmak zorunda kaldığı erkeğin ceza evine girmeden önce parasını uyuşturucuya harcadığı ve evlilik birliğinin kendisine yüklediği sorumlulukları yerine getirmediği, davalı erkeğin davacı kadına fiziksel şiddet uyguladığı, kendi işlediği suçu kadına attığı, kadının yargılandığı ve beraat ettiği, davalı erkeğin ailesinin davacı kadına ağır hakaretler ettiği ve davalı erkeğin sunduğu fotoğrafları kabul etmediklerini, bunların evlilik öncesine ait olduğunu beyan ve iddia ederek tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
- CEVAP
Davalı erkek cevap dilekçesinde özetle davacı kadının iddialarını kabul etmediğini kendi yaptıklarını davalı erkek yapmış gibi anlattığını, davacının psikolojisinin bozuk olduğunu, uyuşturucu kullandığını, uyuşturucu parası kazanmak için gazinoda çalıştığını, çocuk içinin davacının işlediği suçu üstlendiğini, davacının kendisini aldattığını, hayat kadınlığı yaptığını, davacının çocuğa bakmadığını, çocuğun yetiştiği ortamın kötü olduğunu, çocuğu kendisiyle görüştürmediğini, çocuğun velâyetinin vasisine verilmesini talep etmiştir. Davalı vasisine usulüne uygun şekilde tebliğ yapılmış ancak davaya cevap vermemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalının 01.03.2018 tarihinde uyuşturucu madde ticareti yapma suçunu işlediği, bu suçtan kaynaklı olarak 06.02.2019 tarihli karar ile mahkumiyet hükmü kurulduğu ve kararın 24.05.2021 tarihinde kesinleştiği, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 163 üncü maddesi hükmüne göre boşanma kararı verebilmek için suç teşkil eden eylemin evlendikten sonra işlenmiş olması gerektiği yapılan yargılama ve toplanan delillerden tarafların davalının işlediği suç tarihinden sonra evlendikleri gibi aynı suç nedeniyle birlikte yargılandıkları, 4721 sayılı Kanun’un 163 üncü maddesine ilişkin şartların oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
- İSTİNAF
- İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
- İstinaf Sebepleri
Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava dilekçesindeki iddialarını ispatladıklarını, dava dilekçesinde 4721 sayılı Kanun’un 163 üncü maddesine dayanmadıklarını, sonuç kısmında hukuki sebebi hakime bırakarak genel ifadeyle tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep ettiklerini, dava dilekçesinin konu kısmında suç işleme nedeni ifadesinden davalının kusurlu eylemlerinin kastedildiği, dava dilekçesinde bir çok boşanma nedeni oluşturan olaylara dayandıkları ve özü itibariyle genel boşanma sebebi olan evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını kastettiklerini, hakimin hukuki niteleme ile bağlı olmayıp vakıalarla bağlı olduğunu tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını, Mahkemenin talep açıklatılması yoluna da gitmediğini, davanın kabul edilmesi gerektiğini beyan ederek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
- Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
- TEMYİZ
- Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
- Temyiz Sebepleri
Davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesi tarafından 4721 sayılı Kanun’un 163 üncü maddesindeki haysiyetsiz hayat sürme konusuna hiç değinilmediğini, davalı erkeğin cezaevine girmeden önce kadına şiddet uyguladığı, davacı kadının ve çocuğun geçimine yönelik hiçbir çaba göstermediği ve kadının ailesinin yanına yerleşmesine göz yumarak haysiyetsizce bir hayat sürdüğünü, İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesi’nin resen inceleme ilkesini gözardı ettiğini, eğer re’senlik ilkesi göz ardı edilmeseydi erkeğin kadına şiddet uygulaması, davalı erkeğin ekonomik yardımda bulunmaması, kadının kök ailesinin yanına taşınmak zorunda kalması sebeplerine dayanarak evlilik birliğinin çekilmez hale gelmesi nedeniyle boşanma karar vermesi gerektiğini, verilen kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla kararın bozulmasını talep etmiştir.
- Gerekçe
- Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, 4721 sayılı Kanun’un 163 üncü maddesi uyarınca açılan boşanma davası olup, uyuşmazlık, davanın kabulü koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği, hukuki nitelemenin doğru yapılıp yapılmadığı noktasında toplanmaktadır.
- İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 163 üncü maddesi.
- Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı kadın vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
- KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
25.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.