Uzman görüşü, Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) m. 293 ile hukuk sistemimizde yer alan ve uygulamada önemli bir yere sahip bir delil müessesedir. Bu kavram, tarafların dava konusu olayla ilgili bilimsel veya teknik bilgi gerektiren hususlarda uzmanın görüşünü alarak mahkemeye sunmasını ifade eder. Bu makalede, uzman görüşünün uygulamadaki yeri, ilgili mevzuat düzenlemeleri ve yargı kararları ele alınacaktır.
Uzman Görüşü Kavramı ve Mevzuat
Uzman görüşü, HMK m. 293’te şu şekilde düzenlenmiştir:
- Taraflar, dava konusu olayla ilgili olarak uzmanından bilimsel mütalaa alabilirler.
- Hâkim, talep üzerine veya re’sen, kendisinden rapor alınan uzman kişinin davet edilerek dinlenilmesine karar verebilir. Uzman kişi, duruşmada gerekli soruları yanıtlar.
- Geçerli bir özrü olmaksızın duruşmaya katılmayan uzmanın raporu mahkemece değerlendirilmez.
Bu düzenleme, uzman görüşünün bir delil olarak değerlendirilmesini ve tarafların bu delili sunma hakkını netleştirmektedir. Aynı zamanda, uzman görüşü, taraf beyanı niteliği taşır ve mahkemelerce serbest delil sistemine uygun şekilde değerlendirilir.
Uygulamada Uzman Görüşü
Uygulamada uzman görüşü, özellikle teknik veya bilimsel bilgisiz çözülmesi mümkün olmayan uyuşmazlıklarda öne çıkıyor. Aşağıda uzman görüşünün hangi alanlarda kullanıldığına dair örnekler verilmiştir:
- Mimarlık ve Mühendislik Davaları: Yapı projelerinde hataların tespiti veya kusur oranlarının belirlenmesi.
- Tıbbi Malpraktis Davaları: Tıbbi uygulama hatalarında uzman doktorların görüşlerine başvurma.
- Teknoloji ve Yazılım Davaları: Fikri mülkiyet ihlalleri veya siber güvenlik konularında teknik uzmanlık gerektiren hususlar.
Yargı Kararlarında Uzman Görüşü
Uzman görüşünün mahkemelerce nasıl değerlendirildiğine dair Yargıtay kararlarından örnekler şunlardır:
- Yargıtay 15. Hukuk Dairesi: Mahkeme, uzman görüşünü serbest delil olarak değerlendirmiş, ancak tarafsızlık ve bilimsel niteliğinin tartışılması durumunda ek bilirkişi raporu talep etmiştir (E. 2020/3360, K. 2021/1893).
- Yargıtay Hukuk Genel Kurulu: Uzman görüşü ile bilirkişi raporu arasındaki çelişki giderilmeden hüküm kurulmasının hukuka aykırı olduğu belirtilmiştir.
- Bölge Adliye Mahkemesi Kararları: Özellikle çok disiplinli uyuşmazlıklarda uzman görüşü ile bilirkişi raporunun birleştirilerek sonuca varıldığı görülmektedir.
Uzman Görüşünün Sınırları
Uzman görüşü, mahkemelerce serbest takdir yetkisi çerçevesinde değerlendirilir. Ancak, bu görüşun tek başına karar verilmesine temel oluşturamayacağı HMK m. 293’te açıkça belirtilmiştir. Mahkeme, uzman görüşü ile bilirkişi raporu arasındaki çelişkileri ek rapor talep ederek veya uzmanları duruşmada dinleyerek çözmelidir. Uzmanın tarafsızlığı ve bağımsızlığına ilişkin şüpheler durumunda ise mahkeme bu görüşü dikkate almama yetkisine sahiptir.
Sonuç
Uzman görüşü, yargılamanın teknik ve bilimsel bilgi gerektiren alanlarında çok önemli bir delil niteliği taşır. Ancak bu delilin mahkemelerce nasıl değerlendirildiği, yargılama sürecinin adil ve hakkaniyetli işlemesi için kritik bir öneme sahiptir. Mevzuatın şeffaf şekilde uygulanması ve uzman görüşünün tarafsızlık ilkesine uygun olarak sunulması, bu müessesenin etkili bir şekilde işlev görmesini sağlayacaktır.
Avukat Burak Demir sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.