Gravatar Profilim
Avukat Burak Demir Profil Fotoğrafı
Avukat
Burak Demir
Boşanma Avukatı

Özel Belgede Sahtecilik Suçu Yüz Kızartıcı Suçtur

Erkeğin, kadının imzasını taklit ederek banka işlemleri yapması özel belgede sahtecilik suçunu oluşturduğundan, TMK m. 163 uyarınca yüz kızartıcı suç işlenmesi sebebiyle boşanma davası konusuz kalmıştır. Kadının boşanmakla yoksulluğa düşmeyeceği kabul edilmiş, ancak kadına, evliliğin sona ermesi nedeniyle TMK m. 174 kapsamında 1.000.000,00 TL maddî ve 800.000,00 TL manevî tazminat ödenmesine karar verilmiştir. Tarafların tazminat miktarlarına yönelik temyiz itirazları reddedilerek karar onanmıştır.

Yargıtay 2. HD. – 2024/4317 E., 2024/5645 K.
“[…] erkek hakkında özel belgede sahtecilik suçundan ceza davası açıldığı, eylemin ceza davasında alınan bilirkişi raporu uyarınca da sabit görüldüğü, özel belgede sahtecilik suçunun yüz kızartıcı suçlar arasında sayıldığı […]” […] “kadının boşanmakla yoksulluğa düşmeyeceği, yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmesi gerektiği […]” […] “davacı lehine boşanma kararının kesinleştiği tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte 1.000.000,00 TL maddî ve 800.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği […]” […] “temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.”


T.C. Yargıtay Başkanlığı – 2. Hukuk Dairesi

Esas No.: 2024/4317

Karar No.: 2024/5645

Karar tarihi: 11.09.2024

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 42. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2024/173 E., 2024/236 K.

KARAR : Bozmaya uyularak yeniden esas hakkında hüküm kurma

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen karşılıklı boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına-bozma kapsamı dışında kalan yönlerden onanmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

  1. DAVA

1.Davacı kadın vekili asıl dava dilekçesinde özetle; erkeğin zina yaptığını iddia ederek tarafların zina sebebiyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, çocuk yararına aylık 5.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 30.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile yasal faizi ile birlikte 5.000.000,00 maddî, 5.000.000,00 TL manevî tazminata ve nafakaların her yıl TÜFE oranının beş puan üzerinden artırılmasına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

2.Davacı kadın vekili birleşen dava dilekçesinde özetle; erkeğin kadının imzasını taklit ederek bankacılık işlemleri yaptığını ve bu konuda suç duyurusunda bulunulduğunu ve fiziksel, psikolojik ve ekonomik şiddet uyguladığını iddia ederek; tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 162 nci, 163 üncü ve 166 ncı maddeleri gereği boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, çocuk yararına aylık 15.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 30.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile yasal faizi ile birlikte 5.000.000,00 maddî, 5.000.000,00 TL manevî tazminata ve nafakaların her yıl TÜFE oranının beş puan üzerinde artırılmasına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

  1. CEVAP

1.Davalı erkek vekili asıl davada sunduğu cevap dilekçesinde özetle; asıl dava dilekçesinde dayanılan vakıaların gerçeği yansıtmadığını, kadının vakıaları affettiğini ve kadının kusurlu davranışları olduğunu iddia ederek; tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle boşanmalarına ve kadının fer’î taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı erkek vekili birleşen davada sunduğu cevap dilekçesinde özetle; birleşen dava dilekçesinde dayanılan vakaların gerçeği yansıtmadığını ve kadının kusurlu davranışları olduğunu iddia ederek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle boşanmalarına ve kadının fer’î taleplerinin reddine karar verilmesi talep edilmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 06.02.2020 tarihli ve 2017/892 Esas, 2020/115 Karar sayılı kararı ile; asıl dava yönünden yapılan incelemede ortak çocuk İrem’in babasının telefonunda bir kadının öpücük atarken çekilmiş fotoğraflarını ve duygusal yazışmaları gördüğü, gördüklerini annesine anlattığı ve erkeğin mesajlardaki kadın ile aralarında duygusal bir ilişkinin olmadığını ve para karşılığı olan bir ilişki olduğunu söylediği, delil olarak sunulan mesajların erkek tarafından açıkça inkâr edilmediği, tarafların 22.07.2017-24.07.2017 tarihleri, 18.08.2017-20.08.2017 tarihleri ve 29.07.2017-04.09.2017 tarihleri arasında otelde aynı odada konakladıkları, kadının 04.09.2017 tarihinden önceki olayları affetmiş sayılacağı bu tarihten sonra zina eyleminin devam ettiği iddiasının da bulunmadığı anlaşıldığından kadının zina hukuki sebebine dayalı asıl davasının reddine; kadının birleşen davası yönünden yapılan incelemede ise erkeğin kadına fiziksel şiddet uyguladığı, kadının telefonuna zarar verdiği, bankada eşinin imzasını taklit etmek suretiyle işlem yaptığı, böylelikle boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesiyle davanın 4721 sayılı Kanun’un 166 ıncı maddesinin birinci fıkrası hükmü uyarınca kabulü ile tarafların boşanmalarına, her ne kadar kadın tarafından aynı kanunun 162 nci ve 163 üncü maddeleri hükümleri gereği de tarafların boşanmalarına karar verilmesi talep edilmişse bu nedene dayalı davalar ispatlanamadığından davaların reddine; ortak çocuk İrem’in ergin olduğu anlaşıldığından velâyet ve iştirak nafakası talepleri ile ilgili karar verilmesine yer olmadığına, çocuk yararına ergin olduğu tarihe kadar aylık 500,00 TL tedbir nafakasına, kadının boşanmakla yoksulluğa düşeceği anlaşıldığından kadın yararına aylık 750,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu ve kusurlu davranışlarının kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu, tarafların evli kaldıkları süre, ekonomik ve sosyal durumları, kadının mevcut ve beklenen menfaatleri dikkate alınarak kadın yararına 40.000,00 TL maddî ve 30.000,00 TL manevî tazminata, asıl dava yönünden davalı erkek yararına, birleşen dava yönünden davacı kadın yararına yargılama giderleri ve vekâlet ücretine karar verilmiştir.

  1. İSTİNAF
  2. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

  1. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 04.04.2022 tarihli ve 2020/2369 Esas, 2022/495 Karar sayılı kararıyla; İlk Derece Mahkemesince her ne kadar tarafların 29.08.2017- 04.09.2018, 18.08.2017- 20.08.2017 ve 22.07.2017- 24.07.2017 tarihleri arasında aynı otel odasında kaldıkları ve kadının zina eylemini affettiği belirtilmişse de tanıkların tarafların belirtilen tarihlerde aynı odada konaklamadıklarını beyan ettikleri, kadının zina eylemi nedeniyle erkeği affettiği yönündeki gerekçenin hatalı olduğu, ortak çocuk İrem’in yaşı, ihtiyaçları, tarafların ekonomik ve sosyal durumu dikkate alınarak İrem yararına hükmedilen tedbir nafakası miktarının az olduğu, kusur durumu, tarafların ekonomik ve sosyal durumları dikkate alındığından kadın yararına takdir edilen nafakaların ve tazminatların miktarlarının az olduğu, kadının nafaka artış oranı ve tazminatlara faiz uygulanması talebi bulunduğu, bu talepler ile ilgili olumlu veya olumsuz karar verilmemesinin hatalı olduğu ve sair yönlerden kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesiyle; kadın vekilinin asıl davanın reddi, nafakalar ve tazminatlara yönelik istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının asıl davanın reddi, nafakalar ve tazminatlara ilişkin hükümlerinin kaldırılmasına, yerine yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle asıl davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun’un 161 inci maddesi gereği boşanmalarına, ortak çocuk yararına ergin olduğu tarihe kadar aylık 5.000,00 TL tedbir nafakasına, kadın yararına aylık 4.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, yoksulluk nafakasının her takvim yılı başında TÜİK tarafından açıklanan ÜFE oranında artırılmasına, kadın yararına yasal faizi ile birlikte 400.000,00 TL maddî ve 300.000,00 TL manevî tazminata, erkek vekilinin tüm, kadın vekilinin ise sair istinaf itirazlarının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

  1. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
  2. Birinci Bozma Kararı

1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Dairenin 09.05.2023 tarihli kararı ile; erkeğin Bölge Adliye Mahkemesi tarafından kabul edilen ve gerçekleşen kusurlu davranışları yanında, ceza dosyası ve banka kayıtlarına göre iki kez kadının imzasını taklit ederek kadın adına bankada işlem yapması sebebiyle erkek hakkında özel belgede sahtecilik suçundan ceza davası açıldığı, eylemin ceza davasında alınan bilirkişi raporu uyarınca da sabit görüldüğü, özel belgede sahtecilik suçunun yüz kızartıcı suçlar arasında sayıldığı dikkate alındığında kadının davasının 4721 sayılı Kanun’un 163 maddesi gereğince de kabulüne karar verilmesi gerekirken reddine karar verilmesi usul ve kanuna aykırı ise de, boşanma kararı temyiz kapsamı dışında bırakılmak suretiyle kesinleştiğinden, kadının bu yöndeki boşanma talebinin konusuz hale gelmesi nedeni ile Bölge Adliye Mahkemesince konusuz kalan suç işleme hukuki sebebine dayalı boşanma davası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmek üzere hükmün bozulması gerektiği; tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminat miktarının az olduğu ve bir adet yazlığı, üç adet evi ve bir adet çayır nitelikli taşınmazı bulunan kadının boşanmakla yoksulluğa düşmeyeceği, yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesinin doğru olmadığı gerekçesiyle; Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına ve bozmanın kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerin onanmasına karar verilmiştir.

  1. İkinci Bozma Kararı

1.Bozmaya uyan Bölge Adliye Mahkemesince14.09.2023 tarihli ve 2023/1226 Esas, 2023/1325 Karar sayılı kararıyla davacının birleşen davadaki 4721 sayılı Kanun’un 163 üncü maddesi gereğince boşanma talebinin reddi ile maddî ve manevî tazminata ilişkin istinaf taleplerinin kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının buna ilişkin kısımlarının kaldırılmasına, davacı tarafın birleşen davadaki 4721 sayılı Kanun’un 163 üncü maddesi gereğince suç işleme ve haysiyetsiz hayat sürme sebebine dayalı boşanma davası hakkında boşanma kararının kesinleşmesi nedeniyle konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına, davacı kadın lehine boşanma kararının kesinleştiği tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte 600.000,00 TL maddî ve 500.000,00 TL manevî tazminata, kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmiştir. Karar davacı kadın tarafından tazminatların miktarı ve reddedilen yoksulluk nafakası yönlerinden, davalı erkek vekili tarafından bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşen hususlar ve kadın yararına hükmedilen tazminatların miktarı yönlerinden temyiz edilmiştir.

2.Dairenin 07.12.2023 tarih ve 2023/8693 Esas, 2023/6040 Karar sayılı ilamı kararıyla kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminatın az olduğu gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.

  1. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; tarafların ekonomik ve sosyal durumları, evlilik süresi, yaşları ve tazminata esas fiillerin niteliği dikkate alındığında ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davacı kadın lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminat az olduğundan davacının maddî ve manevî tazminatın miktarına ilişkin istinaf talebinin kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının buna ilişkin kısımlarının kaldırılmasına, davacı lehine boşanma kararının kesinleştiği tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte 1.000.000,00 TL maddî ve 800.000,00 TL manevî tazminata karar vermek gerekmiştir.

  1. TEMYİZ
  2. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

  1. Temyiz Sebepleri

1.Davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; kadın yararına hükmedilen tazminatların miktarı yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kadın yararına hükmedilen tazminatların miktarı yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

  1. Gerekçe
  2. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı kadın için hükmedilen tazminatların miktarları noktasında toplanmaktadır.

  1. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 4 üncü,174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası. 6098 sayılı borçlar Kanunu’nun 50 inci ve 51 inci maddeleri.

  1. Değerlendirme

1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

  1. Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olduğu, anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeple;

Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

11.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

Hemen Ara 0532 561 94 30 WhatsApp Sizi Arayalım
×

    Sizi Arayalım

    KVKK ve Aydınlatma Metni’ni okudum, kabul ediyorum.