Gravatar Profilim
Avukat Burak Demir Profil Fotoğrafı
Av. Burak Demir

Rekabet Yasağı Sözleşmesi Nedir?

Tanım ve Amacı: Rekabet yasağı sözleşmesi, bir işçinin, iş ilişkisinin sona ermesinden sonra eski işvereniyle rekabet oluşturan faaliyetlerde bulunmamasını taahhüt ettiği bir anlaşmadır. Bu sözleşmelerin temel amacı, işverenin haklı menfaatlerini korurken işçinin mesleki ve ekonomik özgürlüğü arasında bir denge kurmaktır. İşverenler, genellikle işçilerin müşteri çevresi, üretim sırları veya ticari bilgiler gibi işyerine özgü bilgilere sahip olduğu durumlarda bu sözleşmeleri tercih eder.

Hukuki Dayanak ve Şartları

Türk Borçlar Kanunu TBK m. 444 ve devamında düzenlenen rekabet yasağı sözleşmesinin geçerli olabilmesi için belirli şartlar gereklidir:

  1. Yazılılık Şartı
    Sözleşme mutlaka yazılı olmalıdır. Bu, işçinin yükümlülüklerini ve haklarını net bir şekilde anlamasını sağlamak içindir.
  2. Fiil Ehliyeti
    Sözleşmeyi imzalayan işçinin ayırt etme gücüne sahip ve kısıtlı olmaması gerekir.
  3. Haklı Menfaat
    İşverenin korunmaya değer bir menfaatinin olması şarttır. Bu menfaat, işçinin müşteri çevresine, ticari sırlarına veya işverenin faaliyet alanına dair kritik bilgilere sahip olmasına dayanır.
  4. Süre, Yer ve Konu Sınırlamaları
    Sözleşmenin süresi, coğrafi alanı ve konu bakımından işçinin ekonomik özgürlüğünü makul ölçülerde sınırlandırması gerekir. Aksi takdirde sözleşme, mahkeme müdahalesiyle sınırlandırılabilir.

İhlaller ve Sonuçları

Rekabet yasağının ihlal edilmesi durumunda şu sonuçlar doğabilir:

  • Tazminat Talebi: İşveren, uğradığı zararın tazminini talep edebilir.
  • Cezai Şart: Sözleşmede cezai şart kararlaştırılmışsa, işçi bu miktarı ödemekle yükümlü olur.
  • İhlalin Önlenmesi: İşveren, ihlalin sonlandırılmasını ve bu kapsamda alınan menfaatlerin iadesini talep edebilir.

Geçerlilik Süresi ve Sonlanma Halleri

Rekabet yasağı, genellikle belirli bir süreyle sınırlıdır. Ancak bazı durumlarda kendiliğinden sona erer:

  • Kararlaştırılan sürenin dolması,
  • İşverenin haklı menfaatinin sona ermesi,
  • İş sözleşmesinin işveren tarafından haksız şekilde feshedilmesi.

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi, işçinin işverenle aynı alanda faaliyette bulunmasını engelleyen düzenlemelerin işverenin korunmaya değer menfaatleri bulunmadıkça geçerli olmadığını vurgulamıştır (E. 2015/11680, K. 2016/8806).

Rekabet Kapsamının Tüm Dünya Olarak Belirlenmesi Yasaya Aykırıdır
“Davacı vekili, müvekkili şirketin bilgi teknolojileri sektöründe faaliyette bulunduğunu, davalıların müvekkili şirketin çalışanı iken davalı … ve davalı …’ın 31/03/2013 tarihinde, davalı …’un da 11/10/2013 tarihinde işten ayrıldığını, davalıların müvekkili bünyesinde önemli pozisyonlarda çalıştıklarını, bu suretle müvekkilinin müşterilerine, işe ve işleyişe, projelere, teknik detaylara vakıf olduklarını, davalılarla rekabet yasağı sözleşmesi imzalandığını, davalıların işten ayrıldıktan sonra müvekkili ile aynı alanda faaliyet gösteren yeni bir şirket kurarak rekabet yasağı sözleşmesini ihlal ettiklerini, müvekkilinin cezai şart alacağının doğduğunu ileri sürerek, davalı …’tan 86.442 TL, davalı …’tan 70.152 TL, davalı …’dan 44.310 TL cezai şartın faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir. […] Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davacı ile davalılar arasında imzalanan ‘Rekabet Yasağı Sözleşmesi’nin 4. maddesinde rekabet yasağının coğrafi sınırının ‘Tüm Dünya’ olarak belirlendiği, rekabet yasağı sözleşmesinin Borçlar Kanunu’nun 27 maddesi gereğince kesin olarak hükümsüz olduğu, […] bu nedenle aynı Yasa’nın 445/2. maddesinin somut olayda uygulanamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. […] Yargıtay, Borçlar Kanunu’nun 445/2. maddesi gereğince hakimin, aşırı nitelikteki rekabet yasağı hükümlerini sınırlandırabileceği, […] hakimin müdahalesi ile giderilebilecek hükümsüzlük hali bulunduğundan Borçlar Kanunu’nun 445/2. maddesi hükmüne göre bir değerlendirme yapılıp sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile davanın reddine karar verilmesini doğru bulmamış, bozmayı gerektirmiştir.”

(Yargıtay 11. Hukuk Dairesi, 2015/12450 E., 2016/6672 K., 16.06.2016)

Rekabet Yasağı Sözleşmesinin Coğrafi Alan Sınırlaması ve Cezai Şart

“Davacı vekili; müvekkilinin turizm ve seyahat acentesi olarak faaliyet gösterdiğini, davalının 19.06.2014 tarihli iş sözleşmesi ile müvekkili bünyesinde kontrat müdürü olarak çalışmaya başladığını ve ayrıca sözleşmede gizlilik ve rekabet yasağı maddesinin yer aldığını, davalının kendi isteği ile 12.07.2015 tarihinde işten ayrılarak aynı sektörde faaliyet gösteren dava dışı rakip bir şirkette 14.07.2015 tarihinde kontrat sorumlusu olarak işe başladığını, bu durumun taraflar arasında imzalanan rekabet yasağı sözleşmesini ihlâl ettiğini, ayrıca davacı şirketin otellerle yaptığı anlaşma bilgilerini dava dışı şirkette kullanarak müvekkilinin zararına neden olduğunu ileri sürerek davalının son aldığı net ücret olan 3.500 TL’nin on beş katı tutarındaki 52.500 TL cezaî şart ile davalının sır saklama yükümlülüğüne aykırı davranması nedeniyle müvekkili şirketin uğradığı zarar için belirsiz alacak niteliğinde olmak üzere şimdilik 500 TL tazminatın haksız eylem tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. […] İlk derece mahkemesi, davalının imzaladığı iş akdindeki gizlilik ve rekabet yasağı maddesinin coğrafi alan sınırlaması içermediği gerekçesiyle işçinin ekonomik mahvına sebep olabileceğini, bu sebeple sözleşmenin geçersiz olduğunu belirterek davanın reddine karar vermiştir. […] Yargıtay, TBK’nın 445/2. maddesi gereğince hâkimin, rekabet yasağı hükümlerini değerlendirme ve aşırı nitelikteki hükümleri sınırlandırma yetkisi bulunduğunu, somut olayda bu değerlendirme yapılmadan davanın reddine karar verilmesinin doğru olmadığını belirterek kararı bozmuştur. […] Hukuk Genel Kurulu, Özel Daire’nin bozma kararı uyarınca yapılması gereken değerlendirmenin ilk derece mahkemesi tarafından tam anlamıyla yerine getirilmediğini ve yeni hükmün temyizen incelenmesinin Özel Daire’ye ait olduğunu belirterek dosyanın Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’ne gönderilmesine karar vermiştir.”

(Yargıtay HGK, E. 2021/185 K. 2022/1433 T. 2.11.2022)


Avukat Burak Demir sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.