Erkeğin, kadının yengesinin evine girerek yağma suçunu işlemesi ve bu nedenle ceza mahkemesinde mahkûm edilmesi, TMK m. 163 kapsamında yüz kızartıcı suç işlenmesi sebebiyle boşanma nedeni oluşturur. Kadının geçimsizlikte kusuru bulunmadığı kabul edilerek, TMK m. 174 ve 175 uyarınca lehine maddî ve manevî tazminata ve yoksulluk nafakasına hükmedilmesi yerindedir. Davalı-davacı erkeğin istinaf ve temyiz itirazları yerinde bulunmayarak karar onanmıştır.
Yargıtay 2. HD. – 2023/10034 E., 2024/6285 K.
“[…] erkeğin, kadının yengesinin evine girerek yağma suçunu işlediği, Bursa 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 28.03.2018 tarih 2018/46 Esas 2018/105 Karar sayılı ilamı ile mahkumiyet kararı verildiği ve kararın kesinleştiği […]” […] “kadının geçimsizlikte bir kusurunun bulunmadığı, böylece erkeğin toplumda küçük düşürücü ve yüz kızartıcı suç işlediği […]” […] “kararın, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere ve dava şartlarına göre usul ve kanuna uygun olduğu […] temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenlerin kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmediği […]”
T.C. Yargıtay Başkanlığı – 2. Hukuk Dairesi
Esas No.: 2023/10034
Karar No.: 2024/6285
Karar tarihi: 24.09.2024
MAHKEMESİ: Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/517 E., 2023/1869 K.
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ: Bursa 4. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2018/267 E., 2020/564 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kabulüne, birleşen davanın reddine ve boşanmanın fer’îlerine karar verilmiştir.
Kararın davalı-davacı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
- DAVA
1.Davacı-davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; erkeğin kadının dayısının evlerine hırsızlık amacıyla girdiğini, erkeğin karakoldaki beyanında suçunu kabul ettiğini, erkek hakkında Bursa 5.Ağır Ceza Mahkemesinin 2018/46 Esas sayılı dosya ile konutta silahla yağma ve konut dokunulmazlığını ihlal suçlarından dava açıldığını, bu olay karşısında kadının maddî ve manevî olarak yıprandığını, evlilik birliğini sürdürme imkanının kalmadığını iddia ederek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 163 üncü ve 166 ncı maddesi gereği tarafların boşanmalarına, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına ve 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
2.Davacı-davalı kadın vekili birleşen davada sunduğu cevap dilekçesinde; erkeğin iddialarını kabul etmediklerini, kadının erkeğin evindeki eski eşyalarıyla evlendiğini, bir kaç orta halli yeni eşya alındığını, kadının çocuk sahibi olmak istediğini erkeğin sağlık sorununu kadına söylemediğini sonrasında da zaten çocuğu olduğunu çocuğum olmasa da olur demeye başladığını erkeğin cinsel anlamda olağan olmayan isteklerde bulunduğunu, erkeğin kadının dayısının evindeki gasp girişimine ilişkin Bursa 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2018/46 E. sayılı dosyasında yargılama yapıldığı, erkeğin 4 yıl 7 ay hapis cezasına çarptırıldığı, kararın kesinleştiği, erkeğin ağır bir yüz kızartıcı suç işlediğini iddia ederek erkeğin davasının reddini istemiş, kadının davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına ve 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
- CEVAP
1.Davalı-davacı erkek davaya cevap vermemiştir.
- Davalı-davacı erkek vekili birleşen dava dilekçesinde özetle; tarafların evleneceği zaman kadının yeni eşya istemediğini, ancak evlendikten sonra evdeki eşyaları akrabalarına ve dayısının çocuklarını dağıtarak yeni eşyalar aldığını, kadının çocuk istediğini, ancak erkeğin rahatsızlığı nedeni ile ameliyat olması gerektiğini, erkeğin bir sürü borç olduğunu ve az maaş aldığını, bu nedenle ameliyat olamayacağını söylediğini, ancak kadının bu duruma çok sinirlenerek erkeğe ağıza alınmayacak sözler söylediğini, kadının evliliğin ikinci ayından sonra erkek ile aynı yatağa girmekten kaçındığını, “seninle yatmaktan zevk almıyorum, yalnızca çocuk için katlanıyorum” dediğini, kadının kök ailesinin, özellikle dayısı ve yengesinin evliliklerine sürekli karıştıklarını, tarafların evliliklerinde takılan takılardan kalanları kadının dayısına ve yengesine verdiğini, erkeğin ceza mahkemesine konu olan takıları almak için onların evine gittiğini, erkek tutuklandıktan sonra kadının boşanma davası açtığını ve evdeki tüm eşyaları alıp götürdüğünü, ayrıca kadının erkeğin arabasını da sattığını, tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, erkek yararına 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile özetle; tarafların istemleri, tanıkların anlatımları ve tüm dosya içeriği birlikte değerlendirildiğinde, erkeğin, kadının yengesinin evine girerek yağma suçunu işlediği, Bursa 5.Ağır Ceza Mahkemesi’nin 28.03.2018 tarih 2018/46 Esas 2018/105 Karar sayılı ilamı ile mahkumiyet kararı verildiği ve kararın kesinleştiği, kadının geçimsizlikte bir kusurunun bulunmadığı böylece erkeğin toplumda küçük düşürücü ve yüz kızartıcı suç işlediği bu durum karşısında, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve artık birliğin devamına olanak vermeyecek derecede geçimsizlik bulunduğu anlaşıldığından,, boşanma sebebiyle mevcut veya beklenen menfaatleri zedelenen ve kişilik hakları saldırıya uğrayan kadın eş yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği, kadının boşanmakla yoksulluğa düşeceği, geçimsizlikte davalının kusurlu olması nedeni ile maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine karar verildiği
gerekçesi ile; asıl davanın kabulüne, birleşen davanın ise reddine, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 163 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, kadın yararına aylık 500,00 TL tedbir ve kararın kesinleşmesinden sonra toptan olarak 10.000,00 TL yoksulluk nafakasına ve kadın yararına 15.000,00 TL maddî, 15.000,00 TL manevî tazminata, davalı erkeğin maddi-manevi tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
- İSTİNAF
- İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
- İstinaf Sebepleri
Davalı-davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; erkeğin davasının reddi, kusur belirlemesi, yoksulluk nafakası ve tazminatlar yönünden İlk Derece Mahkemesinin kararının kaldırılarak talepleri gibi karar verilmesi için istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
- Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
- TEMYİZ
- Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
- Temyiz Sebepleri
Davalı-davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; erkeğin davasının reddi, kusur belirlemesi, yoksulluk nafakası ve tazminatlar yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.
- Gerekçe
- Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede geçimsizliğe sebebiyet veren kusurun kimden kaynaklandığı, erkeğin davasının ve tazminat taleplerinin reddi kararının doğru olup olmadığı, kadın yararına yoksulluk nafakası ve tazminat takdirinin ve miktarlarının isabetli olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
- İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanunu’nun 190 ıncı 194 üncü, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un, 4 üncü, 6 ıncı, 163 üncü, 166 ıncı, 174 üncü, 175 inci, 176 ncı maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 50 nci ve 51 inci maddesi.
- Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-davacı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
- KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
24.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.