Gravatar Profilim
Avukat Burak Demir Profil Fotoğrafı
Avukat
Burak Demir
Boşanma Avukatı

Zina (Aldatma) Nedeniyle Boşanma Davası

Zina (aldatma) nedeniyle boşanma davası, Türk Medeni Kanunu’nda özel boşanma nedenlerinden biri olarak yer alır ve eşlerden birinin sadakat yükümlülüğüne aykırı davranması durumunda açılır. Zina, evli bir kişinin eş dışında başka biriyle cinsel ilişkiye girmesi olarak tanımlanır. Bu durum, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına yol açabilir ve mahkemede boşanma sebebi olarak değerlendirilir. Zina nedeniyle boşanma davası açabilmek için, zinanın gerçekleştiğine dair somut deliller sunulması gerekir. Bu deliller, mesajlar, fotoğraflar veya tanık beyanları gibi kanıtlarla desteklenmelidir. Ayrıca, dava açma hakkı, zinayı öğrenen eş tarafından 6 ay içinde kullanılmalıdır; aksi takdirde bu hak zamanaşımına uğrar.

Zina (Aldatma) Nedeniyle Boşanma Davası

Zina (Aldatma) Nedeniyle Boşanma Davası Şartları

Zina (aldatma) nedeniyle boşanma davası açılabilmesi için belirli şartların yerine getirilmesi gerekir. Bu şartlar, davanın hukuki geçerliliği ve mahkemenin boşanma kararı verebilmesi için kritik önem taşır. Türk Medeni Kanunu’nun 161. maddesi, zina nedeniyle boşanma davasının çerçevesini çizer ve bu tür davaların hangi koşullarda açılabileceğini belirtir. Aşağıda, zina nedeniyle boşanma davası için gerekli şartlar detaylı bir şekilde açıklanmıştır.

1. Zinanın (Aldatma) Gerçekleşmiş Olması

Zina (aldatma) nedeniyle boşanma davasının temel şartı, zinanın gerçekleşmiş olmasıdır. Türk Medeni Kanunu’na göre zina, evli bir kişinin eşi dışında başka bir kişiyle cinsel ilişkiye girmesi olarak tanımlanır. Sarılma, öpüşme gibi eylemler zina olarak değerlendirilmez.

2. Somut Delillerin Sunulması

Zinanın ispatlanması, zina nedeniyle çekişmeli boşanma davasının en kritik şartlarından biridir. Mahkemeye sunulacak deliller, zinanın gerçekleştiğini açıkça ortaya koymalıdır. Bu deliller arasında yazılı mesajlar, fotoğraflar, videolar, otel kayıtları, telefon görüşme kayıtları veya tanık beyanları yer alabilir. Ancak, delillerin hukuka uygun yollarla elde edilmiş olması şarttır. Örneğin, eşin özel hayatına izinsiz müdahale edilerek elde edilen kayıtlar mahkemede geçersiz sayılabilir. Bu nedenle, delil toplama sürecinde bir boşanma avukatından destek almak önemlidir.

3. Dava Açma Süresine Uyulması

Zina (aldatma) nedeniyle boşanma davası açabilmek için zamanaşımı sürelerine uyulması gerekir. Türk Medeni Kanunu’nun 161. maddesine göre, zinayı öğrenen eş, bu durumu öğrendiği tarihten itibaren 6 ay içinde dava açmalıdır. Ayrıca, zinanın gerçekleştiği tarihten itibaren 5 yıllık bir zamanaşımı süresi bulunur. Bu sürelerin kaçırılması durumunda telafisi imkansız hak kayıpları meydana gelebilir. Bu nedenle, hukuki sürecin hızlı bir şekilde başlatılması önemlidir.

4. Eşin Zina (Aldatma) Fiilini Affetmemiş Olması

Zina (aldatma) nedeniyle boşanma davası açılabilmesi için zinayı öğrenen eşin bu fiili affetmemiş olması şarttır. Eğer eş, zinayı öğrendikten sonra bu durumu affettiğini beyan eder veya evlilik birliğini sürdürmeye devam ederse, dava açma hakkını kaybeder. Örneğin, eşlerin zina sonrası birlikte yaşamaya devam etmesi, affetme olarak değerlendirilebilir. Mahkeme, bu durumu incelerken eşlerin davranışlarını ve evliliğin durumunu göz önünde bulundurur.

Zina (Aldatma) Nedeniyle Boşanma Davası Açma Süresi

Zina (aldatma) nedeniyle boşanma davası, Türk Medeni Kanunu’nun 161. maddesinde özel bir boşanma nedeni olarak düzenlenmiştir. Zina nedeniyle boşanma davası açma süresi, hem zinanın öğrenildiği tarihe hem de fiilin gerçekleştiği tarihe bağlı olarak belirlenir. Yukarıda belirtildiği şekilde bu sürelerin kaçırılması, dava açma hakkının kaybına yol açar. Aşağıda, zina nedeniyle boşanma davası açma süreleriyle ilgili detaylar açıklanmıştır.

Zinayı (Aldatmayı) Öğrenme Tarihinden İtibaren 6 Ay

Türk Medeni Kanunu’na göre, zina (aldatma) nedeniyle boşanma davası açmak isteyen eş, zinayı öğrendiği tarihten itibaren 6 ay içinde dava açmalıdır. Bu süre, zinanın öğrenildiği an başlar ve bu süre içinde dava açılmazsa, zina (aldatma) nedeniyle boşanma hakkı zamanaşımına uğrar. Bu 6 aylık sürenin, eşin zinayı kesin olarak öğrendiği veya makul bir şüphe duyduğu tarihten itibaren hesaplandığını belirtir. Örneğin, eşin zina fiilini bir mesaj, fotoğraf veya tanık beyanı yoluyla öğrenmesiyle bu süre başlar. Bu nedenle, Zina (aldatma) nedeniyle boşanma davası açmayı planlayanların hızlı hareket etmesi önemlidir.

Zina (Aldatma) Fiilinin Gerçekleştiği Tarihten İtibaren 5 Yıl

Zina (aldatma) nedeniyle boşanma davası açma süresi, aynı zamanda zina fiilinin gerçekleştiği tarihe de bağlıdır. Türk Medeni Kanunu’na göre, zina fiilinin gerçekleştiği tarihten itibaren 5 yıl içinde dava açılmalıdır. Bu süre, zinanın öğrenilip öğrenilmediğinden bağımsız olarak işler. Bu zamanaşımı süresi, davanın hukuki temelini korumak için konulmuştur ve mahkemeler bu süreyi titizlikle değerlendirir.

Sürelerin Önemi ve Hukuki Süreç

Zina (aldatma) nedeniyle boşanma davası açma süreleri, davanın geçerliliği açısından kritik öneme sahiptir. Örneğin, eş zinayı öğrenmiş ancak 6 ayı geçirmişse veya zina fiili 5 yıldan eskiyse, mahkeme davayı reddedebilir. Bu nedenle, zinayı öğrenen eşin bir avukattan destek alarak süreci hızlı bir şekilde başlatması önerilir. Ayrıca, delillerin hukuka uygun şekilde toplanması ve zamanaşımı sürelerine dikkat edilmesi, davanın başarısını artırır.

Zina (Aldatma) Nedeniyle Boşanma Davası Ne Kadar Sürer?

Zina (aldatma) nedeniyle açılan boşanma davalarının süresi, davanın niteliğine, delillerin durumuna ve mahkemenin iş yüküne bağlı olarak değişiklik gösterebilir. Genellikle, bu tür davalar 1 ila 3 yıl arasında sonuçlanmaktadır.

Davanın süresi, özellikle delillerin yeterliliği ve tarafların uzlaşma durumuna göre kısalabilir veya uzayabilir. Eğer aldatma olgusu açık ve güçlü delillerle ispatlanabiliyorsa, dava daha kısa sürede sonuçlanabilir. Ancak delillerin yetersizliği veya taraflar arasında ciddi anlaşmazlıkların bulunması durumunda, dava süreci uzayabilir.

İstanbul gibi büyük şehirlerde, mahkemelerin yoğunluğu nedeniyle duruşmalar arasındaki süreler 3-4 ayı bulabilir. Bu durum, davanın toplam süresini daha da uzatabilir.

Davanın süresini etkileyen diğer faktörler arasında, tarafların iddialarını destekleyecek delillerin toplanması, tanıkların dinlenmesi ve bilirkişi raporlarının hazırlanması gibi süreçler yer alır. Bu nedenle, sürecin başından itibaren deneyimli bir boşanma avukatından destek almak, davanın daha hızlı ve etkin bir şekilde sonuçlanmasına katkı sağlayabilir.

Aldatma Nedeniyle Boşanma Davası

Zina (Aldatma) Nedeniyle Boşanma Davasında Neler Delil Olabilir?

Bu tür davalarda deliller, mahkemenin boşanma kararını vermesinde belirleyici rol oynar. Ancak, delillerin hukuka uygun yollarla elde edilmiş olması kritik önem taşır. Aşağıda, bu davalarda delil olarak sunulabilecek unsurlar detaylı bir şekilde açıklanmıştır.

Yazılı ve Görsel İletişim Kayıtları

Zina fiilini ispatlamak için en yaygın delillerden biri, yazılı ve görsel iletişim kayıtlarıdır. Eşler arasındaki mesajlaşmalar, e-posta yazışmaları, sosyal medya mesajları veya WhatsApp gibi platformlardaki sohbetler, zinayı kanıtlayabilir. Örneğin, eşin başka biriyle samimi yazışmaları veya cinsel içerikli mesajları mahkemede delil olarak kullanılabilir. Ancak, bu tür kayıtların hukuka uygun şekilde elde edilmesi gerekir. Örneğin, eşin telefonuna izinsiz erişimle alınan mesajlar, mahkeme tarafından geçersiz sayılabilir.

Fotoğraf ve Video Kayıtları

Fotoğraf ve video kayıtları, zina (aldatma) nedeniyle boşanma davalarında güçlü deliller arasında yer alır. Eşin başka biriyle samimi anlarının fotoğrafları veya videoları, zinayı ispatlamada etkili olabilir. Örneğin, eşin başka biriyle bir otelde çekilmiş görüntüleri veya kamuya açık alanda samimi davranışlarını gösteren kayıtlar mahkemede değerlendirilebilir. Ancak, bu delillerin özel hayatı ihlal etmeden ve hukuka uygun yollarla elde edilmiş olması şarttır.

Tanık Beyanları

Tanık beyanları, zina fiilini destekleyen önemli delillerden biridir. Aile üyeleri, komşular veya zinayı gözlemleyen üçüncü kişiler, mahkemede tanıklık yaparak zinayı doğrulayabilir. Örneğin, eşin başka biriyle sık sık bir araya geldiğini gören bir komşunun beyanı delil olarak kullanılabilir.

Otel Kayıtları ve Diğer Belgeler

Otel kayıtları, faturalar veya seyahat belgeleri gibi resmi evraklar, zina fiilini destekleyen dolaylı deliller olabilir. Örneğin, eşin başka biriyle aynı otel odasında kaldığını gösteren bir kayıt, mahkemede zinayı ispatlamada kullanılabilir. Ayrıca, kredi kartı harcamaları veya uçak bileti gibi belgeler de destekleyici delil olarak sunulabilir. Bu tür deliller, zinanın gerçekleştiğine dair somut bir tablo çizebilir.

Zina (Aldatma) Nedeniyle Boşanma Davası Yargıtay Kararları

Zina Davasında Re’sen Araştırma Yapılması Usule Aykırıdır

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu m. 161 uyarınca açılan zina sebebine dayalı boşanma davasında, istinaf dilekçesinde bu yönde açık bir talep bulunmaksızın re’sen delil toplanması ve zina eyleminin sabit kabul edilerek hüküm kurulması, 6100 sayılı HMK m. 355’e aykırıdır. Bölge Adliye Mahkemesi kararı bu nedenle bozulmuştur.

Yargıtay 15. HD. – 2021/335 E., 2022/740 K.

“Somut uyuşmazlıkta […] davalı davacı erkek vekili tarafından da zina sebebine dayalı davanın ispatlanmadığı ve reddi gerektiği yönünden istinaf başvurusunda bulunulduğuna göre, artık Bölge Adliye Mahkemesince yapılacak iş […] zina davasının kabulü koşullarının oluşup oluşmadığı noktasında istinaf incelemesi yapmaktan ibarettir. […] O halde […] 4721 sayılı Kanun’un 161 inci maddesi uyarınca açılan davanın reddine karar verilecek yerde, tarafların istinaf başvuru dilekçelerinde bu yöne ilişkin bir talebi bulunmadığı nazara alınmadan, re’sen […] müzekkere yazılarak, alınan cevabi yazılar doğrultusunda, […] zina eyleminin sabit kabul edilmesi usul ve yasaya aykırı olup hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.”

Zina (Aldatma) Nedeniyle Boşanma Davasında Islah ve Süre Yönünden Engel Yoktur

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu m. 161’e dayalı zina (aldatma) nedeniyle boşanma davasında, davacı kadının ıslah ile dava sebebini değiştirmesi mümkündür. Zina fiilinin öğrenilme tarihi usulüne uygun belirlendiğinden, hak düşürücü sürenin geçirildiği iddiası yerinde değildir. Tazminat ve nafaka koşulları bakımından da karar usule ve yasaya uygun bulunarak onanmıştır.

Yargıtay 2. HD. – 2023/4337 E., 2024/2749 K.

“[…] kadının davasını ıslah etmesi sebebiyle harca gerek olmadığı, yine kadının süresi içerisinde zina iddiasını ileri sürdüğü […] zina eyleminin öğrenilme tarihi olarak kabul edilmesi gerektiği […] ıslah ile dava sebebinin değiştirilmesinin mümkün olmadığına dair temyiz itirazlarının kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı […] karar […] usul ve kanuna uygun […]”

Kısmi Islahla Zina Sebebine Dayalı Dava Açılabilir, Hak Düşürücü Süre Islah Tarihine Göre Değil Dava Tarihine Göre Değerlendirilmelidir

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu m. 161’e dayalı zina sebebine dayalı boşanma davasında, davacının kısmi ıslah ile davasını terditli hale getirmesi mümkündür. Bu durumda hak düşürücü sürenin başlangıcı olarak ıslah tarihi değil, davanın açıldığı tarih esas alınmalıdır. Evlilik birliği içinde gerçekleştiği iddia edilen zina fiilinin öğrenilmesinden itibaren 6 ay içinde dava açıldığı halde, yalnızca ıslah tarihi dikkate alınarak davanın reddedilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle, istinaf mahkemesinin yazılı gerekçeyle davayı esastan incelemeden reddetmesi doğru bulunmamış, karar bozulmuştur.

Yargıtay 2. HD. – 2020/1854 E., 2020/3542 K.

“[…] Davacının kısmen ıslah talebinde bulunması nedeniyle hak düşürücü sürenin dava tarihinden itibaren başlatılamayacağı […] ıslah tarihi itibariyle hak düşürücü sürenin geçtiği dikkate alınarak zina nedenine dayalı boşanma davasının reddine […]” […] “Davacı-karşı davalı kadın 09.03.2015 tarihinde evlilik birliğinin temelinde sarsılması hukuki nedenine dayalı olarak boşanma talebinde bulunmuş, 06.06.2016 tarihli usule uygun ıslah dilekçesi ile davasını terditli hale getirerek; tarafların zina […] olmadığı takdirde […] boşanmaları talebinde bulunmuştur.” […] “Bu durumda TMK 161. maddesinde belirtilen 6 aylık hak düşürücü sürenin davanın açıldığı tarihe göre değerlendirilmesi gerektiği anlaşılmaktadır.” […] “09.03.2015 tarihinde açılan davada 6 aylık hak düşürücü sürenin dolmadığı anlaşılmakta olup […] yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir.”

Casus Yazılım Yoluyla Elde Edilen Delil Hukuka Aykırıdır

Kadın tarafından, erkeğin telefonuna casus yazılım yüklenerek elde edilen CD kaydı hukuka aykırı delil olarak kabul edilmiş; buna rağmen zina vakasının Konya 8. Asliye Ceza Mahkemesi dosyası ve tanık beyanları ile ayrıca ispatlandığı belirlenmiştir. Yargıtay, hukuka aykırı delil doğrudan hükme esas alınmadığı ve diğer delillerle zina sabit görüldüğü için hukuka aykırılık iddiasının bozma sebebi oluşturmadığına karar vererek istinaf kararını onamıştır.

Yargıtay 2. HD. – 2023/3580 E., 2024/1095 K.

“[…] kadının sunduğu CD içeriği her ne kadar hukuka aykırı delil kapsamında olsa bile […] Konya 8. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2020/245 Esas sayılı dosya kapsamı ve tanık beyanlarıyla davalı erkeğin zina yaptığının sabit olduğu […]” […] “delillerin takdirinde hata görülmemesine göre usul ve kanuna uygun olup […] temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.” […] “Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının […] ONANMASINA […] 21.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.”

Casus Yazılımla Elde Edilen Deliller Kusur Tespitinde Dikkate Alınamaz

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, davalı-karşı davacı kadına ait sosyal medya hesabındaki görüşmelerin casus yazılım kullanılarak elde edilmesi nedeniyle bu delillerin hukuka aykırı olduğunu ve kusur belirlemesinde dikkate alınamayacağını belirtmiştir. Ancak dosyada yer alan diğer deliller, özellikle telefon iletişim kayıtları kadının güven sarsıcı davranışlarını ispatladığından, hukuka uygun delillerle sonuca ulaşılmıştır. Bu nedenle sadece hukuka aykırı delillere dayalı kusur tespitinin yapılamayacağı, fakat başka delillerle sabit olan hususların değerlendirilebileceği kabul edilmiştir.

Yargıtay 2. HD. – 2016/15763 E., 2018/4706 K.

“[…] davalı-karşı davacı kadına ait bir sosyal paylaşım sitesi hesabında yer alan görüşmelerin casus yazılım ile elde edildiğinin ve hukuka aykırı delil niteliğinde olan bu görüşmelerin kusur belirlemesinde dikkate alınamayacağının […] ancak dosyada mevcut diğer delillere ve özellikle kadına ait telefon iletişim kayıtlarına göre de […] güven sarsıcı davranışlarının ispatlandığının anlaşılmasına göre […]”

Boşanmada Ağır Kusur Tespiti ve Zina Talebinin İstinaf Aşamasında İleri Sürülemeyeceği

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu m. 161 ve m. 166 çerçevesinde görülen boşanma davasında, erkeğin başka bir kadınla otelde konaklayarak sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığı ve ortak yaşamdan kaçındığı sabit görülmüş; bu sebeple erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğu belirlenmiştir. Kadın vekilinin, ilk derece ve istinaf aşamasında “evlilik birliğinin sarsılması” hukuki sebebine dayanmış olması nedeniyle, zina sebebine dayanarak boşanma talebi istinaf aşamasında ileri süremeyeceği kabul edilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı Yargıtayca onanmıştır.

Yargıtay 2. HD. – 2023/5927 E., 2024/5402 K.

“[…] boşanmaya neden olan olaylarda başka bir kadınla otelde aynı odada konaklayarak sadakat yükümlülüğüne aykırı davranan, ortak evden ayrılarak birlikte yaşamaktan kaçınan birlik görevlerini yerine getirmeyen erkeğin ağır; eve maddî katkı sağlamayan, birlik görevlerini yerine getirmeyen, sosyal medyada güven sarsıcı paylaşımlarda bulunan, boşanacağı yönünde konuşan kadının az kusurlu olduğu […]” […] “kadın tarafından açılan birleşen davanın evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma davası olduğu, kadın istinaf aşamasında zina sebebine dayalı olarak boşanmaya karar verilmesini isteyemeyeceği […]” […] “temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup […] kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.”

Hemen Ara 0532 561 94 30 WhatsApp Sizi Arayalım
×

    Sizi Arayalım

    KVKK ve Aydınlatma Metni’ni okudum, kabul ediyorum.