Gravatar Profilim
Avukat Burak Demir Profil Fotoğrafı
Avukat
Burak Demir
Boşanma Avukatı

Zina Nedeniyle Boşanma Davasında Islah ve Süre Yönünden Engel Yoktur

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu m. 161’e dayalı zina nedeniyle boşanma davasında, davacı kadının ıslah ile dava sebebini değiştirmesi mümkündür. Zina fiilinin öğrenilme tarihi usulüne uygun belirlendiğinden, hak düşürücü sürenin geçirildiği iddiası yerinde değildir. Tazminat ve nafaka koşulları bakımından da karar usule ve yasaya uygun bulunarak onanmıştır.

“[…] kadının davasını ıslah etmesi sebebiyle harca gerek olmadığı, yine kadının süresi içerisinde zina iddiasını ileri sürdüğü […] zina eyleminin öğrenilme tarihi olarak kabul edilmesi gerektiği […] ıslah ile dava sebebinin değiştirilmesinin mümkün olmadığına dair temyiz itirazlarının kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı […] karar […] usul ve kanuna uygun […]” Yargıtay 2. HD. – 2023/4337 E., 2024/2749 K.

MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi SAYISI : 2022/2384 E., 2023/594 K. KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile gerekçenin düzeltilmesi İLK DERECE MAHKEMESİ : Konya 4. Aile Mahkemesi SAYISI : 2019/487 E., 2022/490 K. Taraflar arasındaki davacı kadın tarafından açılan boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına ve ferilerine karar verilmiştir. Kararın davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile kusurun gerekçesinin düzeltilmesine, sair istinaf istemlerinin esastan reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I. DAVA

  1. Davacı kadın vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde özetle; erkeğin sürekli sadakatsizlik yaptığını, şiddet uyguladığını iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanun’un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi gereğince davasının kabulüne tarafların boşanmalarına, velâyetin anneye verilmesine, çocuk Hira yararına aylık 400,00 TL, çocuk Hasibe Nur yararına aylık 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, kadın yararına yasal faizi ile birlikte 150.000,00 TL maddî ve 150.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
  2. Davacı kadın vekili 04.01.2021 tarihli ıslah dilekçesinde özetle; dava dilekçesini tekrarlamakla birlikte, erkeğin zina eyleminin sabit olduğunu ileri sürerek 4721 sayılı Kanun’un 161 inci maddesi gereğince olmadığı takdirde 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesi gereğince davasının kabulüne, tarafların boşanmalarına, velâyetin anneye verilmesine, ortak çocuk Hira yararına aylık 2.000,00 TL, Hasibe Nur yararına aylık 2.500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 3.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, kadın yararına 150.000,00 TL maddî ve 150.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir. II. CEVAP
  3. Davalı erkek vekili cevap ve ikinci cevap dilekçesinde özetle; kadının aşırı kıskanç olduğunu, bu nedenle gereksiz yakıştırmalarda bulunduğunu, kabul etmemekle birlikte ileri sürdüğü iddialardan sonra birlikte yaşamın devam ettiğini, hoş görülmüş, affedilmiş olayların kusur olarak yüklenilmesinin mümkün olmadığını ileri sürerek boşanmayı kabul ettiklerini, diğer taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
  4. Davalı erkek vekilinin 18.01.2021 tarihli ıslah dilekçesine cevap dilekçesinde özetle; ıslah harcının yatırılmadığını, ıslah ile dava sebebinin değiştirilmesinin mümkün olmadığını, müzekkere cevabının öğrenme tarihi olarak alınması gerektiğini, davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmesini talep etmiştir. III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin kadına şiddet uyguladığı, dosya kapsamı itibareyle davalı erkeğin zina eyleminin sabit olduğu, otel kayıtlarının taraflara tebliğ edilmemiş olması nedeniyle, otel kayıtlarına ilişkin müzekkere cevabının dosya arasına alınmış olduğuna dair tespitin tutanağa yazıldığı 01.04.2021 tarihli celsenin zina eyleminin öğrenilme tarihi olarak kabul edilmesi gerektiği, bu nedenle mahkememizce zina nedenine dayalı boşanma talebinin hak düşürücü süre dolmadan yapıldığının değerlendirildiği, boşanmaya neden olan olaylarda tam kusurlu olduğu gerekçesi ile 4721 sayılı Kanun’un 161 inci maddesi gereğince davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına, velâyetin anneye verilmesine, çocuk … yararına aylık 1.000,00 TL, çocuk … yararına aylık 500,00 TL, karar tarihinden itibaren her bir çocuk yararına ayrı ayrı aylık 1.500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına 1.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, nafakaların her yıl ÜFE oranında artırılmasına, kadın yararına yasal faiziyle birlikte 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A. İstinaf Yoluna Başvuranlar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. B. İstinaf Sebepleri Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; ıslah ile dava sebebinin değiştirilmesinin mümkün olmadığını, hak düşürücü sürenin geçtiğini, kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, davanın reddine karar verilmesinin gerektiğini, velâyet düzenlemesinin hatalı olduğunu, nafaka ve tazminat koşullarının oluşmadığını ve miktarlarının yüksek olduğunu ileri sürerek kararın tümü yönünden kaldırılmasını, yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir. C. Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesince, erkeğe zina yaptığı yönüyle verilen kusurun yerinde olduğu, davanın 4721 sayılı Kanun’un 161 inci maddesi uyarınca açılmasına rağmen erkeğin, kadına şiddet uyguladığı yönüyle verilen kusurun isabetsiz olduğu, kusur olmaktan çıkartılması gerektiği gibi kadına da kusur verilemeyeceği, kadının davasını ıslah etmesi sebebiyle harca gerek olmadığı, yine kadının süresi içerisinde zina iddiasını ileri sürdüğü gerekçesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin ikinci alt bendi gereğince istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle kusurun gerekçesinin düzeltilmesine; diğer itirazlarına konu istinaf başvurusunun 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin birinci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir. V. TEMYİZ A. Temyiz Yoluna Başvuranlar Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur. B. Temyiz Sebepleri Davalı erkek vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; istinaf başvuru dilekçesini tekrarlamakla birlikte, ıslah ile dava sebebinin değişitirilemeyeceğini, ıslah harcının da yatırılmadığını, kusur belirlemesi ve davanın kabulünün hatalı olduğunu, tazminat ve nafaka koşullarının oluşmadığını, miktarlarının yüksek olduğunu ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir. C. Gerekçe
  5. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, davacı kadın tarafından açılan boşanma davasında, ıslah ile dava sebebinin değiştirilip değiştirilmeyeceği, zinaya dayalı dava yönünden hak düşürücü sürenin geçip geçmediği, davanın kabulüne karar verilmesinin yerinde olup olmadığı ile tazminat ve nafaka şart ve miktarlarının uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
  6. İlgili Hukuk 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü, 6 ncı maddesi, 161 inci maddesi, 169 uncu, 174 üncü maddesi, 175 inci, 176 ncı maddesi, 330 uncu maddesi, 6100 sayılı Kanun’un 176 ncı maddesi, 190 ıncı, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi.
  7. Değerlendirme 1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür. 2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir. VI. KARAR Açıklanan sebeplerle; Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA, Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine, Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,22.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Hemen Ara 0532 561 94 30 WhatsApp Sizi Arayalım
×

    Sizi Arayalım

    KVKK ve Aydınlatma Metni’ni okudum, kabul ediyorum.